Maçın başlamasına yarım saat kala televizyonda Erol Bulut, moderatör Güntekin Onay’dan kelamım ona hesap soruyor. Neymiş efendim, geçen hafta Ademi ile ilgili söylediği sözlerde neyi kast etmiş! Sana ne Erol! Kafanı bunlara, konsantrasyonunu bu türlü işlere harcayacağına ekibini yönet. Başkanın tahminen 3 puan gerisindesin fakat haftalardır oynattığın futbol rezalet. Daha golcün aşikâr değil. Thiam ile başlıyorsun, çıkartıyorsun Samatta’yı alamıyorsun. Sonra Valencia’yı çıkartıp Samatta’yı alıyorsun, en sonunda da Cisse ile kelamım ona yığınak yapıyorsun. Bu ekibi hazırlayamamışsın. Esasen haftalardır kazansan bile kadronun iyi oynamıyor. Üstelik sen nasıl hocasın, rakibin en süratli adamı belirli ki Halil, kornerde daha 9. dakikada rakibin en süratli adamına teğe bir yakalanmak var mı? Plaj futbolunda bile teknik yöneticiler daha korner atılmadan riskli durumu fark eder, oyuncuları bağırarak uyarırlar. Daha 9. dakikada acemice gol yediler. Esasen Altay ‘faul yapıp atılayım mı, atılmayayım mı’ diye düşünürken Göztepeli Halil uçtu gitti. Maça bakın, Fenerbahçe’nin ‘ah-oh’ dedirtecek kaç durumu var? Bence yok. Ancak Göztepe’nin en az 1-2 tane daha çok değerli gol durumu var. Eee, artık istediğin oyuncuyu aldılar, idare fedakârlık yaptı lakin sen alanda ne oyuncular üzerinde hakimiyet ne de taktik disiplini sağlayabildin. Puan farkı 3 lakin aslında ikili averaj G.Saray’da olduğu için dört. Pekala bak bakalım 3 büyüğün oynadığı futbola, en makûs hanginiz? Sonuçta hiç beklenmeyen bir yenilgi F.Bahçe’yi hem puan hem de inanç açısından büyük derde soktu. Hem Ünal Karaman hocayı kutluyoruz hem de ufak tefek kimi kusurlarına karşın olabildiğince objektif maç yönetmeye çalışan hakem Hüseyin Göçek’i. (Sabah)
Aspor