Son dakika Galatasaray haberleri: Hıncal Uluç’tan Fatih Terim’e sert sözler! “Derhal ihraç edilmeli”

Sabah muharriri Hıncal Uluç, Galatasaray’da lider Mustafa Cengiz’in açıklamalarına, “Mevcut Lider için şu an yapabileceğim tek şey kendisine acil şifalar dilemek olacaktır” biçiminde yanıt veren Fatih Terim’le ilgili çok sert tabirler kullandı.

İşte o yazı…

“HAYSİYET DİVANI’NA SEVK EDİLMELİDİR”
Galatasaray Lideri’ne “Düşman” diyen, ölümcül hastalığıyla canı için uğraş etmeyi bir kenara bırakıp, Galatasaray’ın üzerine çöken dağ üzere meseleleri birer birer çözen, fiilen batmış kulübü mali açıdan düze çıkaran ve hocasının istediği çabucak her futbolcuyu transfer eden, ekibin rezil gidişine, en kritik anda, en kritik iki müdahaleyi yaparak (Ruhsuz, Lider ve idareye hakaret eden Belhanda’yı kovmak ve futbolcularına Galatasaray formasının erdem ve haysiyetini bilerek oynamalarını tokat üzere bir konuşma ile hatırlatmak) Galatasaray’ı tekrar şampiyonluk yoluna sokan Galatasaray Kulübü Lideri’nden son konuşmasında, hiç sıkılmadan ve yüzü kızarmadan “Mevcut Lider için şu an yapabileceğim tek şey kendisine acil şifalar dilemek olacaktır” diyerek Galatasaray Başkanlık makamını hâlâ aşağılamaya ve Başkan’la dalga geçmeye devam eden Fatih Terim derhal “kesin ihraç” talebiyle Haysiyet Divanı’na sevk edilmelidir.

“BAŞKANLARLA SORUN YAŞAMASI DÜŞÜNDÜRÜCÜ”
Hayır… Siz Fenerli medya ile mukadderatlarını ve kalemlerini Fatih Terim’e bağlamışlara bakmayın… Dün Mevlüt Tezel kardeşim ne hoş, ne açık, ne net yazmış?. “Terim’in neredeyse çalıştığı bütün liderlerle sorun yaşaması düşündürücü. Terim üst üste dört şampiyonluk ve UEFA Kupası’ndan sonra bile Faruk Süren ile anlaşamadı.

Fiorentina’da başarılı bir dönem geçirirken Lider Cecchi Gori ile sonrasında Milan Lider Yardımcısı Adriano Galliani ile de anlaşamadı. Terim, Galatasaray’da sportif açıdan başarısız geçen Özhan Canaydın devri hariç, Ünal Aysal, Dursun Özbek ve Mustafa Cengiz ile de büyük sıkıntılar yaşadı.”

Fazlası yok, eksiği var.. Ulusal Kadro’da iken de Federasyon liderleriyle sorun yaşadı. Neden? 1996-2000 yılları ortasında Galatasaray’a art geriye kazandırdığı 4 şampiyonluk ve 99-2000 döneminde da bunu UEFA Şampiyonluğu ile taçlandırması ki, bunu tekrarlayan tek grup yok ülkemizde. Bu karizma Türkiye’yi aştı, Avrupa’ya taştı ve onu sonunda Milan’a kadar götürdü lakin…

Evvel Fiorentina, sonra da Milan’da kulüp liderleri ile çatışmaya düştü. Neredeyse efsane olduğu Floransa’dan ayrıldı. Milan’dan da çok kısa vakitte kovuldu. Euro 2016’da gerek futbol, gerek sonuç olarak bozguna uğrayınca Ulusal Grup’tan da yollandı. Lakin kendi kusurlarını asla görmek üzere bir âdeti olmadığı için tüm kabahati futbolculara yükledi.

Galatasaray’a geldiği vakit çabucak bütün Türkleri tasfiye etti ve baştan sona yabancılar lejyonu kurdu. Yedekler bile yabancıydı. İçinde önder, onları da sürükleyecek gerçek Galatasaraylılar olmayınca bu lejyonerler çabuk çözüldüler…

“BİR DAHA KENDİNİ TOPLAYAMADI”
Alaçatı olayı ve en yakın arkadaşı, ülkeye tanıttığı 100 Konutlar işvereni Sabahattin’e üzerine hiç görev olmayan bir sebeple kızması, altı saatlik yol Bodrum’dan gelirken bile başını düzeltmeyip dükkânı basması üzerine, oradaki garson ve komiler tarafından hırpalanması, Terim’in başını iyice dağıttı ve bir daha kendini toparlayamadı.

Türkleri ve gençleri, cezalar ve sakatlıklar yüzünden elinde kâfi lejyoner kalmayınca mecburen oynattığı o kadar açıktı ki, “Bu kadro senin için oynamaz Hocam” diye yazdım…

Yabancılar aslında para için oynuyorlardı, başkansız, başıboş… Yerliler ise oynadıkları yerin temel sahibi iyileşir iyileşmez yahut cezası biter bitmez, tekrar kulübeye döneceklerini biliyorlardı ve o denli de oluyordu.

Bu kadro Fatih Terim için oynar mıydı?. Öcal Ağabeyim ve benim üzere Terim’in en yakın dostlarından Şansal Büyüka da ağır tenkitler yapmak zorunda kaldı…

“Galatasaray, bu dönem Fatih Terim’in cezalı olduğu 6 maçta 10 puan kaybetti.
-Şampiyonluk 2 gollük averajla kaçtığına nazaran, bu 10 puan define üzere kıymetli…
-Hoca alanda olmalıydı… Bunu başaramadı, öfkesine teslim oldu.

-Temsilci raporlarına bakınca, hocanın aldığı cezalarda açıkçası bir amaç yok. (Yani haklı cezalar aldı.)
-Ortalama mart ayında önemli bir kaotik ortam oldu.

– Hoca neredeyse futboldan ve alandan koptu, dikkatini rakip kulübün liderine, TFF’ye ve hakemlerle uğraşmaya verdi.
– Kendince yalnız kaldı, Lider ve yöneticilerin yapması gereken idari işlerle uğraştı.

– Fatih Terim yalnız bırakıldı mı? Evet bırakıldı. Bu yalnız kalışta kendi hissesi oldu mu? Evet oldu.
– Kadro çok uzun bir sakinlik ve isteksizlik periyodu geçirirken, hoca futbolcuları ayağa kaldıramadı.
– Saha kenarında terden sırılsıklam olan Fatih Hoca’yı hiç alışılmadık biçimde sakin-sessiz maç izlerken gördük. Şaşırtıcıydı…”

Terim, Bodrum’a kapandığında güya konuşmadı lakin yardımcısı olmaktan öte ismi geçmeyen Ümit Davala, eline verilen metni okudu ve Galatasaray Kulübü Lideri’ne saldırdı. Fatih’ten çıt çıkmadı yeniden ve de olağan…

Akabinde onun kadar da bilinmeyen, benim ismini ve vazifesini birinci kez duyduğum Aslı İşliel diye biri, “Fatih Terim’in Bağlantı Koordinatörü” sıfatı ile ortaya çıktı, o da eline verilen metni okuyarak Galatasaray Lideri’ni adeta kulübe ihanetle suçladı.

O rezil, o ruhsuz, o taraftarın bile artık nefret ettiği Belhanda için Fatih Terim’in ağzından, “Kimse bana ‘Belhanda’dan daha iyi Galatasaraylıyım’ demesin” dedi.

İdareye hakaret ettiği için kovulan o nefretlik Belhanda, Terim’e nazaran “En Galatasaraylı futbolcu”ydu yani.. “En Galatasaraylısı Belhanda olan” grubun o rezil hallere düşmesi olağandı. Sonunda Başkan’ın mecbur kaldığı tokadıyla kendine gelmesi de…

Terim’in sözcüsü, “Hoca, Lider Cengiz’e hakkını helal etmemiştir” demeyi de unutmadı. Artık, başını Burak Elmas ve Metin Öztürk’ün çektiği lider adayları “Kim kazanırsa Terim’le çalışacak” diye bir protokol imzalayıp seçim öncesi açıklama kulisleri yapıyorlar.

Yani Galatasaray Başkanlık Makamı’na hakaret eden, aşağılayan Hoca’nın buyruğunda çalışmayı peşinen kabul ediyorlar. Bunlar lider olacak Galatasaray’a o denli mi? Bunlar “seçildikleri halde” güya lider olacaklar ve Galatasaray’ı kulübün paralı, maaşlı, primli elemanı Fatih Terim yönetecek.

Onunla çalışan eski Lider Ünal Aysal’ın “Son çalışma tarihi doldu” dediği Fatih Terim’in buyruğuna girecekler yani bu başkan(!) adayları…

O vakit niçin lider oluyorsunuz beyefendiler? Sevgili dostum Işın Çelebi’nin de bunlara katılması ve seçilirse Fatih Terim’le çalışacağını açıklaması, onun da asıl gayesinin koltuk olduğunu gösteriyor.

Işın Bakanım, Işın Dostum… Talip olduğun koltuğu aşağılayan ve inatla, ısrarla özür de dilemeyen Fatih Terim’le nasıl çalışırsın, hele bi söyle bana… Fakat sakın, sakın ha “Seçilmek için benim de Fatih’e yaranmam lazım” deme! Ben hayatım boyunca birisi hakkında bu kadar yanılmış olamam zira…

Fotomac