Son dakika spor haberi: Spor yazarları Gençlerbirliği – Galatasaray maçını böyle değerlendirdi!

ERMAN TOROĞLU – İŞKENCE!

Galatasaray diyor ki: Beşiktaş puan kaybederse bir ihtimal şampiyon olurum. Ben de diyorum ki: Şayet bu futbolla G.Saray şampiyon olup Beşiktaş olamayacaksa vah Türk futbolunun haline… 90 dakika maç izledim azap üzere. Birinci devre G.Saray’ın attığı golden diğer konum yok. O da hazırlanmış bir durum değil, golü atan oyuncunun şahsi marifeti ve hoş vuruşu.

İkinci yarı biraz daha kımıldadılar. G.Saray’ın takımında Gençlerbirliği’ne nazaran haliyle daha iyi oyuncular var. Ancak oynadığı oyun fiyasko. Sakın skora aldanmayın zira G.Birliği, G.Saray kalesinde 90 dakika tehlike yaratamadı. Yani Muslera’yı hiç görmedik. Yaptığı tek kurtarış yok. Ben bu yazıyı yazdıktan sonra iki kadronun teknik adamları da kim bilir maçtan sonra neler söyleyecektir.

Yahut hafta boyunca basın kim bilir neler yazacaktır? ‘G.Saray kendine geldi, net galibiyet’ diye… G.Birliği için söylenecek tek şey var. Çok makus yönetildiler merhum İlhan ağabeyden sonra. Bir musevinin oğlu satılık bir emlak almaya gidiyor, babası soruyor oğluna ‘Oğlum burayı almaya gidiyorsun da bu emlak alacağın beşere babasından mı kalmış yoksa kendi mi almış’ diye. ‘Çünkü şayet kendi almışsa işin sıkıntı, kolay kolay satmaz ancak babadan kalmışsa merak etme alırsın. Büyük para verme’ diyor. İşte G.Birliği’nin hali de şu an bu. Benzetme tam uyuyor.

Hakemlik maç olmadı zira kritik maç olmadı olsa ne olurdu bilinmez. İşte bu türlü bir ligimiz var. Bu işkenceyi çekmeye devam ediyoruz. Allah’tan Beşiktaş diye bir ekip var da onun maçlarından keyif alıyoruz.

SERKAN KORKMAZ – SIRAT KÖPRÜSÜ

Lig ufak ufak şekillenince gözler de ufak ufak transfere kayıyor. Dün akşamki maçın akabinde birinci değerli transferi A Ulusal Futbol Takımı’mızın yaptığını söyleyebiliriz. Halil Dervişoğlu, kısa müddette sergilediği özellikleriyle değerli bir golcü olacağının sinyallerini verdi. Şenol Güneş üzere tecrübeli bir hocanın kayıtsız kalacağını sanmıyorum. Galatasaray’da kimlere, ne umutlar bağlandı, artık kimlerle dönem tamamlanıyor’ dikkat çekmek istedim.

“İtilmiş ile Kakılmış”tan başlayalım; Donk ve Babel… Her fırsatta toplumsal medya linci yiyen, Fatih hoca tarafından en kolay yedek bırakılan isimlerdi lakin dün akşam birinci 11’deydiler. Hayaller; “Arda, Belhanda ve Feghouli” üçlüsüydü… Gerçeklerse; Emre Kılınç, Emre Akbaba ve Kerem…

Yedek kulübesinde “efso” Falcao ile “geleceğin büyük yıldızı” Mostafa Mohamed otururken santrfor oynayansa Halil Dervişoğlu oldu. Uygun ki de o denli oldu. Ömer Bayram ve Şener’in sol ve sağ bek oluşlarının kıssası de az-buz “dram” değil doğrusu.

Her neyse; “neye niyet, neye kısmet”, “evdeki hesap çarşıya uymaz” falan diyerek yazının daha da aromasını arttırabilecekken burada kesip sadede geleyim… Sanki dün akşamki 21 kişilik takımdan kaçı yeni dönemde, yeni Galatasaray’da olacak… Daha da ileri gidelim; seçim rüzgarlarının sert estiği kulüpte idarenin (başkan dahil) değişmeyeceğini düşünen tek bir üye yok neredeyse. Sayın Cengiz aday olsa bile pek de kazanabilecek üzere durmuyor. Şu an adaylığını dahi açıklamamış bir isim lider olarak seçilirse zerre şaşırmam. Pekala ya; teknik heyet…

Yani; Fatih Terim… Devam edecek mi? Gördüğüm kadarıyla mevcut lider adayları, taraftar yansısından tırstıkları için “devam edecekmiş gibi” sinyaller veriyor. İnanın ki; hiçbiri samimi değil.

Özetle; baştan aşağı yesyeni bir Galatasaray olabilir önümüzdeki dönemde. İşin tuhafı; bu yeni Galatasaray’ın bugünkünden daha iyi olacağını hiç sav edemeyeceğim. Tüm branşlar, finansal durum üzere uçurumun eşiğinde… Elde yalnızca futbol var, o da krizde… Galatasaray Genel Heyeti “ortak akıl” etrafında toplanıp kulübü sırat köprüsünden geçirmek dışında bir çıkış BENCE yok. Keza; durum daha da vahim bir noktaya gidebilir.

REHA KAPSAL – STANDART!

Galatasaray maçtan evvel kestirim edildiği üzere daha fazla topa sahip oldu birinci yarı yüzde 74 topla oynayıp buna karşılık da 7 defa Gençlerbirliği ceza alanı içinde topla buluştu. Bir kadro topa sahip olarak oynuyorsa bu topu rakip yarı alana taşımak ve rakip ceza alanı içine daha fazla girerek gol durumu üretmesi içindir. Bu oyun ideolojisinin sonuçlanması için en değerli ögedir.

Birinci yarı sarı-kırmızılılar konum üretemediği üzere bir tek Halil’in ceza alanı dışından çok iyi vuruşla bulduğu golle içeriye 1-0 önde girdi. İkinci yarıda ve maçın genelinde de Babel’in hareketliliği, tempo driplingdeki başarısı ve canlılığı ile Halil Dervişoğlu’nun bir santrfor olarak sırtı dönük oyunlardaki başarısı vardı. Halil sırtı dönük oyunu tesirli oynadığı üzere iki tarafa topla dönebilmesi çok kıymetli bir santrfor marifetidir. Şu anda ligimizde yerli oyuncular içinde bunu en iyi uygulayan oyuncu pozisyonunda.

Emre Akbaba’nın savunma içine yaptığı dik koşular, ortaya koyduğu akıl ve son vuruş hüneri de kıymetli. Gedson Fernandes bilhassa son haftalarda orta alanda çok canlı. Rakip yarı alanda top kaptırıldığında ön alan baskısını çok gerçek götürüyor. Galatasaray ekibinin rakibin süratli geçiş oyunlarını başlamadan kesmesindeki en temel oyuncu.

Orta kaliteleri çok iyi olmasa da sol bek Ömer ile sağ bek Şener de bilhassa sahayı sarı-kırmızılılar genişlettiğinde bu opsiyonları kullanarak atak çeşitliliğini artırıyor. Yalnız ikisinin de teknik marifetleri ve orta kaliteleri istenen düzeyde değil. Sırf arkadaşlarına atak takviyeleriyle alan yaratıyorlar.

Maçın en iyilerinden olan Gedson’un rakibi Candeias’a yaptığı hareket mutlaka kırmızı karttı. Halis Özkahya’nın verdiği karar çok yanlıştı. Sarı-kırmızılılar baştan sona üstün oynadıkları Gençlerbirliği deplasmanında galip gelerek derbi öncesi moral kazandıkları üzere matematiksel olarak da yarışı son haftaya kadar bırakmayacağını gösterdi. Bu maçta 3 puan almalarına karşın hala bir ‘oyun standardının oturmaması’ bilhassa hamle tertiplerinin oyun değil oyuncu üzerinden çözülmesi ise kalan 3 maç için saha içindeki en büyük problemleri olmaya devam edecek.